Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
Yemek, insan yaşamının temel bir unsurudur ve besin ve gıda sağlar. Besin değerinin yanı sıra, tüm duyularımızı harekete geçiren bir deneyimdir. Yiyeceklerin rengi, daha ağzınıza götürmeden önce bile beklentiler oluşturur. İştahı etkileyen tat ve lezzet konusunda beklenti oluşturan ilk duyusal ipucudur.
Önce gözlerimizle yeriz. Çocukluğumuzdan itibaren çikolatanın kahverengi, muz ve limonun sarı, çilek ve domates sosunun kırmızı vb. olduğuna dair renk şartlandırmasına maruz kalırız. Deneyler, doğal olmayan renklerdeki yiyeceklerin tamamen reddedildiğini göstermiştir. Sonuçta, ne kadar besleyici ve güvenli olursa olsun, kim mor çırpılmış yumurta, yeşil kuru fasulye, siyah patates cipsi, sarı salam dilimleri ve mavi kızarmış ekmekten oluşan bir kahvaltı ister ki?
Birçok gıda, renklendiriciler eklenmeden önce renksiz görünür veya soluk, daha az canlı bir renge sahiptir. Bazı örnekler şunlardır:
Domates suyuna karakteristik kırmızı rengini veren doğal bir pigment olan likopen eklenmeden önce genellikle berrak veya hafif soluk renktedir.
Sarı renklendirici olarak kullanılan zerdeçal , yemeklere eklenmeden önce ilk başta soluk bej veya kirli beyaz renktedir.
Karamel rengi, bazı unlu mamuller gibi yiyeceklere kahverengi bir renk vermek için kullanılır ve ısıtılmış şekerden yapılır. Şeker, ısıtılmadan önceki ilk halinde beyazdır.
Doğal turuncu-kırmızı bir gıda boyası olan annatto, achiote ağacının tohumlarından elde edilir. Bu tohumlar başlangıçta soluk bej veya ten rengindedir.
Bazı salata sosları. Özellikle görsel çekicilik için yapay renklendiriciler içeren birçok salata sosu, bu renkler olmadan çok daha açık veya yarı saydam olurdu.
Yiyeceklerdeki Renklerin Arka Planı
Ürünlere yapay renk verme, insanlık tarihi boyunca yüzyıllardır var olan bir uygulama olup, Mısırlıların MÖ 1500’lü yıllara kadar uzanan bir geçmişi vardır.
Gıda boyası, bitkiler, hayvanlar ve mineraller dahil olmak üzere hem sentetik hem de doğal kaynaklardan elde edilir. Sıvı, toz, jel ve macun gibi birçok formda bulunur. Kimyasal boyalar genellikle kömür veya petrol bazlıdır ve laboratuvarlarda yapay yöntemlerle karıştırılır. Hem sentetik hem de doğal boyalar ve üretim süreçleri haram içerikler içerebilir.
Helal Uyumluluğunun Zorluğu
Helal gıdaları tüketmek ve haram gıdalardan kaçınmak inancımızın zorunlu bir gereğidir. Ancak, gıda üretimi ve etiketlemenin karmaşık dünyasında yol almak zor olabilir. Gıda ürünleri genellikle çok sayıda bileşen içerir ve bunların bazıları etiketlerde açıkça belirtilmeyebilir. Örneğin, Cochineal böceğinden elde edilen doğal bir renklendirici olan E120, GİMDES tarafından helâl olarak kabul edilmediğinden, bu durum hemen anlaşılamayabilir.
Bu karmaşıklık, bileşen üreticilerinin tescilli formüllerini ve süreçlerini koruması gerçeğiyle daha da karmaşıklaşıyor. Yasal etiketleme gerekliliklerini yerine getirirken, tüketicilerin bir ürünün Helal statüsü hakkında tam olarak bilgilendirilmiş kararlar alabilmeleri için gereken her ayrıntının eksiksiz olarak açıklanmasıbir gerekliliktir.
Gıda boyası yönetmelikleri ülkeden ülkeye değişiklik gösterir. Farklı ülkelerin farklı etiketleme, adlandırma ve tanımlama gereklilikleri vardır ve bu da belirli renklendiricilerin nasıl sınıflandırılacağını bilmeyi zorlaştırır. Bazı renkler bazı ülkelerde yasaklanırken, bazılarında hala kullanılmaktadır. Bu yasaklar, bölgesel düzenlemelere uyumu ve tüketici güvenliğini sağlamak için yerel Helal sertifikasyonunun önemini vurgulamaktadır.
Sağlık Tehlikeleri ve İnanç İhlalleri
İster doğal ister sentetik olsun, gıda boyaları, özellikle alerjisi olan kişiler için sağlık riskleri oluşturabilir. Bazı gıda boyalarının alerjik reaksiyonlara ve astım, aşırı duyarlılık gibi diğer sağlık sorunlarına yol açtığı bilinmektedir. Müslümanlar için, etiketlerinin belirsiz olması veya içindekilerin açıklanmaması nedeniyle haram maddeleri istemeden tüketmek yalnızca bir sağlık riski değil, aynı zamanda kişinin inancını da tehlikeye atmasıdır.
Beden ve Ruh İçin Huzur
Gıda ürünlerinin Helal statüsünü garanti altına almak için Müslüman tüketiciler için en güvenli seçenek, hükümetler tarafından akredite edilmiş güvenilir yetkili makamlardan bağımsız üçüncü taraf sertifikasyonlarına güvenmektir. Sürekli büyüyen ve gelişen Helal küresel pazarı göz önüne alındığında, bunun önemi küçümsenemez.
GİMDES, gerektiğinde testler yaptırmakta, testler için akredite bilimsel laboratuvarlardan yararlanmaktadır.
Helal sertifikasyonunda 20 yıllık hizmet ve uzmanlık geçmişimiz, sertifikalı ürünlerin Helal bütünlüğünün en yüksek standartlarını da karşıladığına dair güvence sağlar.