Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
(Eğitim Hayatını devam ettiren, İş Hayatını devam ettiren, Hanım ve Erkek Kardeşlerim)
Bize kadar gelen rivayetlere göre; Peygamberimiz(sav) yirmi dört saatini dörde bölermiş. Bir kısmını ibadetle, bir kısmını ailesiyle, bir kısmını insanlara yaşam sistemini anlatmakla bir kısmını da şahsi ihtiyaçları için ayırırdı. En güzel örneğimiz Efendimiz(sav)’in bu programını biz de uygulayabiliriz. Sen de gününü dörde böl:
1)Bir kısmını, Kur’an’ı Kerim başta olmak üzere kitap okumak, namaz kılmak ve dua gibi günlük yapman gereken ibadetlere ayır.
2) Bir kısmını uyku, yemek, oyun oynamak, gezmek gibi şahsi ihtiyaçlarına ayır.
3) Bir kısmını, Annen, baban ve akrabaların ve işbirliği içerinde olduğun kardeşlerin gibi insanlarla ilgili yapman gereken etkinliklere ayır.
4) Gününün büyük bir kısmını da derslerine, işlerine ayır. Ayrıca sanat ve meslek öğrenmek gibi kendini en iyi şekilde yetiştirmek için gayret göster.
Yirmi dört saatini en iyi şekilde değerlendirmek isteyen bir genç, içinde bulunduğu anın hakkını vererek bunu başarabilir. Mesela, kar yağıyorsa dışarıya çıkıp karın tadını çıkarıp oyun oynamalı. Ezan okunduysa Allah çağırıyor deyip o yüce davete icabet etmeli. Derste ve işinde zihnini ve kendini sadece konuya odaklayarak ders ve işini takip etmeli.
Bunun tam tersi yapıldığında ise geçen zaman boşa gitmiş ve ileride bir pişmanlık sebebi olmuş olur. Mesela namaz vakti oyunu uzatıp namaz kılınmıyorsa, ders zamanı öğretmeni dinlemek yerine başka işlerle meşgul olunuyorsa veya evde ve iş yerinde boş yere oturuluyorsa, zaman iyi değerlendirilemiyor demektir. İşte tüm bunlar içinde bulunulan zamanın neyi gerektirdiğini tam manasıyla idrak edemediğimizi gösterir.
Günün planlanması…
Namazın beş vakit farklı saatlerde farz kılınmasının bir hikmeti de günümüzü planlamayı, zamanında yapmayı ve disiplinli bir şekilde devam etmeyi öğretmesidir. Bundan dolayı beş vakit namazı zamanında kılmak ve akşamları aynı saatte uyumak gibi günlük rutinlerimiz olmalıdır.
Verimli bir gün geçirebilmek için gece uykusunu iyi almak. Bunun için de gece 22:00’dan sonra uyumayı geciktirmemek. Sabah namazıyla güne başlamak ve namazdan sonra bir miktar Kur’an okumak ve dua yapmak.En zorlanılan derslere günün ilk saatlerinde çalışmak.
Bir konuyla alakalı çok kitap okumak yerine o alanda yazılmış en iyi eseri tekrar tekrar okumak. Çok okumaktan ziyade odaklı okumak ve dinlemek.
Derse ve işe başlamadan önce çalışma masanı düzenle. Dikkatini dağıtacak telefon ve başka derslerin kitaplarını kaldır. Sadece çalışacağın dersin kitabı ve defterin ve işin için gerekli dökümanların olsun. Böyle yapman odaklanmanı kolaylaştırır.
İkindiden sonra günün yorgunluğunun daha çok ortaya çıktığı zaman dilimlerini ezberden ziyade kitap okumaya, alınan notları tekrar etmeye ve sosyal aktivitelere ayırmak.
Yeni bir ilim öğrenileceğinde ilk başlarda az saatle başlayıp daha sonra çoğaltmak.
Uyumadan önce ve sabah uyandıktan sonraki saatlerde ezber yapmak.
Her akşam yarınki yapılacak programı gözden geçirmek.
Ders çalışmak veya iş yapmak için motivasyonun gelmesini bekleme çünkü istek, eylemden sonra gelir. Harekete geçtikten sonra zamanla kalpte istek oluşur.
Yanında devamlı bir kitap olsun ki herhangi bir yerde beklediğinde fırsatı değerlendir. Çalışmak için her zaman uygun mekân ve ortam arama.
Günlük bir miktar spor yapmak ve sağlığı korumak, Helal ve tayyib yiyecek ve içecekleri tüketmek.
Hesaba çekileceğiz! Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “İnsanoğluna şu beş şeyden hesap sorulmadıkça onun ayakları kıyamet gününde Rabbinin huzurundan ayrılmayacaktır: Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve öğrendiği ilimle nasıl amel ettiğinden” (Tirmizi, Sıfâtü’l-Kıyâme, 1).
Ömürden hesaba çekilmenin yanında özellikle gençlik döneminden de ayrıca bir hesaba çekilecek olunması gencin sorumluluğunun farkında olmasını sağlamalıdır.
Eli boş insanlar, günahlara kapı açmış olurlar. Boş durmak dedikoduya, gıybete ve lüzumsuz tartışmalara, bunun neticesinde kişinin arkadaşlarıyla aralarına düşmanlık ve kin girmesine sebep olur. Böylece birbirlerini hataya yanlışa sürükleyebilirler. Hazreti Ömer’in gençlere özel bu uyarısı üzerinde düşünmek gerekir. Başarının yol haritası! Şu üç hususa dikkat eden genç muhakkak başarıyı yakalayacaktır:
1) Kişinin kendi kabiliyetlerini bilmesi ve ona yoğunlaşması.
2) Büyükleriyle, hocalarıyla ve tecrübeli kişilerle istişare ederek kendine hedef belirlemesi.
3) Belirlenen hedefe ulaşmak için çalışkan olması. Tembellik gencin en önemli gizli düşmanıdır. “Bir işi bitirir bitirmez diğerine başla”ayeti azmimizi, gayretimizi ve çabamızı arttırmalıdır.
İşte bu üç hususa dikkat edersen hem mutlu olur hem de başarıyı yakalarsın. Günlük programın olduğu gibi aylık ve yıllık da hedeflerin olsun. Bir amacı olmayan genç rüzgârlı havada sağa sola savrulan yaprak gibi zamanını adeta boşa geçirmiş olur. İrade eğitimi, öğrenmeyi öğrenmek, etkili öğrenme metotları ve zamanı en iyi şekilde yönetmekle ilgili kitaplar okuyarak kendini yetiştir. Tüm bunlar her sene tekrar edilmesi ve gözden geçirilmesi gereken çok önemli konulardır.
“Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi? Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul, Yalnız Rabbine yönel. (İnşirah 4-8)”
Her boş vakit, nefsini işgal etmesi için şeytana sunulmuş iyi bir fırsat demektir. İşte bu nedenle muhakkak sana bir dakika bile boş oturma fırsatı vermeyecek, ümmetin dertleriyle dertlendirecek görevlerin olsun.
“Öyle yoğun olmalısın ki işlerin ve görevlerin vaktinden çok olmalı.” Unutma! Hakkın hâkimiyeti yolunda üzerine aldığın her görev, nefsin hezimeti yolunda atılmış büyük bir adım demektir. Tembellik ve atalet, insana musallat olan en büyük gafletlerdendir’’.
Ümmetin önderlerinden Necmeddin Erbakan Hocamın dediği gibi, “Hakkın tesisi için çalışmamakla, batılın hâkimiyeti için çalışmak arasında hiçbir fark yoktur.”
Sloganımız ise Heyecanları taze tutacaksın. Çiviyi zamanında çakacaksın. Mektubu adresine ulaştıracaksın.