“Dünya Helal Konseyi (World Halal Council- WHC)’nin 21. Yıllık Genel Kurulu 12-14 Kasım 2025 tarihleri arasında Güney Afrika’nın Johannesburg kentindeki Sandton semtinde bulunan Qurtuba Hospitality’de devam ediyor..
Açılış konuşmasında WHC Patronu Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER’in mektubu okundu. Bugün ve yarınki program açılış, raporların okunması, geçmiş dönem çalışmalarının istişaresi yönünde ve normal akışında ilerliyor. Cuma günü WHC programları tamamlandığında inşallah daha ayrıntılı bilgi vermeye çalışacağız.
Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER’in mektubu:
WHC Çatısı Altında Gönül Birliği Yaptığım Kıymetli Kardeşlerim,
Bu sene kuruluşunun 26. Yıl dönümünü kutlayacağımız WHC’nin 21. Kongresi için SANHA’nın ev sahipliğinde Johannesburg’da toplandık.
Hepinizi en kalbi muhabbetlerimle selamlıyor, helal ve tayyib doğrultusunda verdiğiniz kıymetli katkılarınız için şükranlarımı sunuyorum. Bu yıl 21.si düzenlenen Genel Kurul Toplantı’sının hem camiamız hem de tüm ümmet için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugüne kadar hizmet etmiş kardeşlerimize şükranlarımı bildiriyor, ahrete intikal etmiş kardeşlerime Rabbimden rahmet diliyorum.
26 yıllık helal mükemmelliğini kutlamak ve önümüzdeki 27. yılın daha da etkili olmasını sağlamak için bir araya gelelim. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dediği gibi, “En iyi insanlar, diğerlerine en faydalı olanlardır.
Bu buluşma hem yerel Helal endüstrisi hem de küresel Helal ekosistemi için önemli bir anı işaret ediyor. Ancak sertifika çevrelerinin dışındaki birçok kişi için şu soru ortaya çıkıyor: WHC tam olarak ne yapıyor ve bu etkinlik neden bu kadar önemli bir olay?
Dünya Helal Konseyi’nin Rolü ve Etkisi : WHC, 1999’daki kuruluşundan bu yana, dünya çapındaki Helal Sertifikalanma kuruluşları arasında iş birliğini ve birliği teşvik etmede ön saflarda yer aldı. Müslümanlar, 195 ülkede 2 milyardan fazla insanı temsil ederek küresel nüfusun yaklaşık üçte birini oluşturduğundan, küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve İslami değerlerin korunması ve yayılmasıyla birlikte Helal ürünlere olan talep hızla arttı. WHC, Helal gıda standartlarının evrensel olarak tanınmasını ve uyumlu hale getirilmesini sağlamak, Müslüman tüketicilerin dini ve etik ilkelerini korumak için kuruldu.
Ancak, Helal sertifikasyonunun manzarası basit olmaktan uzaktır. Sersemletme, mekanik kesim ve belirli katkı maddelerinin kullanımı, yapay et, böceklerin kullanımı gibi temel konulardaki yorum farklılıkları, Helal Sertifikalanma kuruluşlarının birlikte çalışmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu iş birliği, Helal sertifikasyonunun yalnızca dini ilkeleri değil, aynı zamanda dünya çapındaki tüketicilerin güvenini de korumasını sağlar.
WHC’nin Oluşumuna Giden Yolculuk: WHC’nin temeli 1990’lara kadar uzanmaktadır. Bu, dünyanın önemli ölçüde değiştiği bir bir yıldı: Soğuk Savaş’ın sonu, internet devriminin doğuşu ve İslami değerlere yönelik yenilenen küresel takdir. Bu küresel değişimler, Müslüman tüketicilerin coğrafi konumlarından bağımsız olarak güvenebilecekleri birleşik bir Helal standardına ihtiyaç duyduklarının farkına varılmasına yol açtı.
Dünya çapında Helal sertifikacıları arasında yıllarca süren tartışma ve işbirliğinin ardından, WHC 1999’da Cakarta’da resmen kuruldu ve daha sonra Filipinler, Manila’da uluslararası bir kuruluş olarak tescil edildi. Bugün, WHC’nin Sekreterlik Ofisi Malezya’da, değişmez başkanlık Türkiye (GİMDES)’de bulunmaktadır ve birçok ülkedeki çeşitli Helal sertifikacıları ağını denetleyen merkezi bir nokta olarak hizmet vermektedir. Yorulmak bilmeyen çabalarıyla, tüketicilerin güvendiği Helal ürünlerinin katı kurallı ve evrensel olarak kabul görmüş standartları karşılamasını sağlamak için çalışmaktadırlar.
Bu noktada günümüz için çok önemli olan bir konuya temas etmek isterim. Helal gıda ve ürünlerin, tüm dünya genelinde tek bir çatı altında, ortak bir standartta toplanması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bu noktada, GİMDES olarak sloganımız olan “Tek Ses Tek Yürek” şiarıyla hareket etmekteyiz. Helal ve tayyib ilkelerinin savunucusu olarak, Müslümanların bu konuda aynı kararlılıkla yol almaları gerektiğine inanıyoruz. Birliğimizi korumak ve güçlendirmek, ortak değerlerimize sahip çıkmak için bu bilinçle çalışmaya devam etmeliyiz.
Ayrıca, şer güçlerin kontrolünde olan ve İslami değerlerimizle uyuşmayan ürünleri tüketmeme konusunda hassasiyet göstermek zorundayız. Boykot ettiğimiz bu ürünleri almamak, harama ve zulme hizmet eden ekonomilere destek olmamak adına attığımız önemli bir adımdır. Müslüman kimliğimizin gereği olarak bu bilinçle hareket etmek, hem bireysel hem de toplumsal sorumluluğumuzdur.
GİMDES bünyesinde yürüttüğümüz önemli projelerden biri olan Darul Helal Medresesi’nin ehemmiyetini özellikle vurgulamak istiyorum. Bu eğitim projesi ile Müslüman kardeşlerimizin İslami ilimler ışığında teknik bilgi ve fıkıh bilgilerine erişimini sağlıyoruz. Uluslararası misafir hocalarımızın da katkılarıyla zenginleşen bu program, helal ve tayyib alanında daha donanımlı nesiller yetiştirmeyi hedeflemektedir. Siz değerli kardeşlerimizden de, bu gibi projeleri kendi ülkelerinizde hayata geçirmenizi arzu ediyoruz. Bu tür çalışmalar, ümmetimizin her açıdan daha güçlü ve bilinçli olmasına katkı sağlayacaktır.
Son olarak, Karz-ı Hasen uygulamasının önemine dikkat çekmek istiyorum. Faizsiz borç verme esasına dayanan Karz-ı Hasen, toplumda dayanışmayı ve yardımlaşmayı güçlendiren önemli bir sistemdir. Bu ilke, ekonomik dayanışmamızın temel taşlarından biridir ve Müslümanlar arasında maddi yardımlaşmanın en güzel yollarından biridir. Helal ve tayyib bir ekonomi için Karz-ı Hasen’i yaygınlaştırmak hepimizin görevi olmalıdır.
Çalışmalarımızda başarılar, birliğimizde daimlik ve ümmetimiz için hayırlı neticeler diliyorum. Allah, bizleri her daim doğru yolda, helal ve tayyib dairesinde kılmaya muvaffak eylesin.
2018 Yılında İstanbul’da gerçekleştirilen toplantımızdan bir enstantaneyi size hatırlatma olarak bilgilerinize sunuyorum.
Dünya Helal Konseyi (WHC) organizasyonunda, Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) ile Dünya Helal Vakfı ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Helal Konseyi 10. Uluslararası Helal ve Tayyip Ürünler Konferansı İstanbul’da gerçekleştirildi.
Helal sertifikalandırma kuruluşlarının karşılaştığı zorluklar, insan kaynaklarını geliştirmede eğitim sisteminin öneminin konuşulduğu 3. ve 4. oturumda Prof. Dr. Sukoso, Salih yüksel, Habib Ghanim, Zafer Gedikli, Dr. Kami Büyüközer, Dr. Adel Sabır, Dr. Hamit Akçay, Thafier Naccar bir konuşma yaptı.
“Tüm ürünlerin, mal ve hizmetlerin helal sertifikalı olması gerekmektedir.”
Endonezya Cumhuriyeti’nin 1945 Anayasası’nda öngörülen yetkilere dayanarak 33/2014 sayılı Helal Ürün Garantisi Kanunu’nun çıkarılmasıyla helal sertifikasyon uygulanmaya başlandığını söyleyen Prof. Dr. Sukoso, “Anayasanın, bu maddesine göre herkes kendi dini ve inancı gereği ibadet özgürlüğüne sahiptir. Bu gerçeğe dayanarak devlet, Endonezya halkı tarafından kullanılan ve tüketilen ürünlerin ‘Helal’ garantisine sahip olması durumunu kontrol altına almıştır. Endonezya topraklarına giren ve ticareti yapılan tüm ürünlerin, mal ve hizmetlerin helal sertifikalı olması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Bilim, bu yolun hayvanlara daha az zarar verdiğini belirleyebilir.”
Müslümanlar olarak İslam’ın bilime karşı olmadığını dile getirmekten korkmamak gerektiği söyleyen Habib Ghanim, “Müslümanlar olarak bilim ile ilişkimiz nedir? Mesela kesim faaliyetlerinde elektronarkoz konusundaki yaklaşımımız nedir? Eletronarkozun iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğunu tanımlamanın amacı nedir? Bilim, bu yolun hayvanlara daha az zarar verdiğini belirleyebilir.” dedi.
“İslami kâidelerin de eğitimini almış şuurlu bir nesil yetiştirmeyi görev biliyoruz”
GİMDES ve Dünya Helal Vakfı olarak İslami kâidelerin de eğitimini almış şuurlu bir nesil yetiştirmeyi kendilerine bir görev bildiğini deklare eden Dr. Büyüközer, “İslami kuralların bilincinde insan ihtiyacını karşılamak, dünya çapında akreditasyon ile dünya standartlarında eğitim verilerek uluslararası kalitede eğitim ve kariyer imkânı sağlamak için “Daru’l Halal Medresesi” Projesi ile gelecek nesillerimizin büyük tehlikelerden korunacağına inanmaktayız. Toplumun bilinçlendirilmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz.” dedi.
Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’den hatırlatmalar yapan Thafier Najjar, Allah(c.c) işinde maharetli Mümini sever buyruğunu dile getirerek, “Şüphesiz biz güzel amel işleyenin amelini asla zayi etmeyiz? Yukarıdaki ayete bakarsak anlarız ki, İslam bizden yapabileceğimizin en iyisini yapmamızı ister. Burada bilgimizi ve ahdimizi arttırmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Kalite, Sistem Yönetimi ile kolayca entegre edilebilir”
Kalite Yönetim Sistemi, ürünlerin içerik, kritik nokta ve işleme aşamasına dayalı güvenliğini düzenlediği belirten Dr Muhamad Nadratuzzaman şu konulara değindi. “Uygun helal sertifikaya sahip olan bileşenlerin Helal Güvence Sistemi Danışmanı tarafından kullanılmasını sağlamalıdır. Helal Güvence Sistemi yönetmeliğinden çok farklı olmayan kalite sistemindeki kritik nokta, sadece helal olmayan ürünle proses, depolama ve dağıtımda çapraz kontaminasyon olmadığından emin olunmalıdır. Ayrıca, Helal Güvence Sisteminin adımı, 11 ilkeye dayanan Kalite Sistem Yönetimi ile kolayca entegre edilebilir.”
“Hızlı ilerleyen yüksek teknoloji dünyasında yaşıyoruz. Helal sertifikalama kurumları hızlı ilerleyen yüksek teknoloji dünyasına ayak uydurmalıdır.”
Sosyoekonomik ve politik hayatın çeşitli alanlarında karşılaşılan gelişen yeniliklerin olduğu hızlı ilerleyen yüksek teknoloji dünyasında yaşadığımızı dile getiren Moulana Said Navlakhi, “Hizmet sunumunda şeffaflık, hesap verilebilirlik ve mükemmellik için bilgiye çok büyük bir erişim ve artan talep mevcuttur.” dedi.
Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
President of GİMDES and WHC Patron





