Michigan Üniversitesi Doçent Dr. Elif Izberk-Bilgin
Bu çalışma, Türkiye’de helal hareketinin kurumsallaşmasına öncülük eden bir sivil toplum kuruluşu olan GİMDES (Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme Sertifikalama Derneği) tarafından altı yıl boyunca yayınlanan 2 aylık dergilerin, raporların ve kitapların söylem analizinden alınmıştır. 2005 yılında kurulan GİMDES, helal sertifikası veren tek firma olarak pazarda önemli bir rol oynamaktadır ve bu nedenle, inanca dayalı bir pazarın kurumsallaşmasını tarihsel olarak izlemek için mükemmel bir araçtır.
Modernite ve din arasındaki ilgi çekici bağlantı, akademisyenler arasında devam edegelen bir tartışmaya ilham vermiştir. Klasik sosyologlar, modernliğin bireysellik ve bilimsel düşünceye verdiği önem sonucu dinin mistik ve toplumsal doğası için bir tehdit oluşturduğunu iddia etmişlerdir. Modernitenin günlük yaşamdaki kutsal ve ilahî aktiviteleri tasviratıyla dünyanın “büyüsünü ortadan kaldırdığı” öne sürülmüştür. Postmodern ortamdaki diğer kişiler ise modernliğin; hayal kırıklığına uğramış, inancını yitirmiş ve yabancılaşmış modern bireyin çaresizce hayatın anlamını araması sonucu dini bağlılığını paradoksal olarak teşvik ettiğini savunmuşlardır.
Bu son görüşle tutarlı olarak, tüketici araştırmaları yapanlar dinin çağdaş yaşamdaki önemli rolünü tasdik etmektedirler. Son çalışmalar, post-endüstriyel dünyanın; tüketicileri en az beklenen ortamlarda dahi toplumsal birlikteliği ve dini yakınlığı aramaya nasıl ittiğini göstermiştir. Misal olarak, Kozinets (2001) Star Trek taraftarlarının nasıl popüler kültürün ticari olarak artikülasyonunu bir din olarak meşrulaştırmaya çalıştıklarını gözler önüne sererken; Muniz ve Schau (2005, s.745) marka topluluklarındaki üyelerin “dini söylemler, mefhumlar ve felsefeyi tamamen seküler bir duruma [markaya]” uygulayarak dinin toplumsal doğasını taklit etmeye çalıştıklarını ortaya çıkarmışlardır. Sair çalışmalar da tüketici aktivist gruplarında ve tüketim karşıtı etkinliklerde gizli dindarlik temayüllerini keşfetmişlerdir. Bu çalışmalar müşterek olarak din, tüketim ve market arasındaki enterasan ilişkiyi ortaya koymuşlardır.
Bu çalışma, marketteki enstitülerin din ve moderniteyi buluşturmak adına modernitenin ideallerini nasıl dini öğretilerle sentezlediğini araştırmak suretiyle din ve market arasındaki sembiyotik ilişki [birlikte yaşamak] üzerine halihazırdaki idrakimizi geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmanın odak noktası ise helal marketin söylemsel oluşumu olacaktır. Son zamanlarda helal endüstrisinin küresel ölçekte ortaya çıkması, modern söylemlerin (ör. bilimsel düşünme, sanayicilik, kapitalizm) İslami aktörler tarafından tüketicinin İslam’a uygun pazar teklifleri talebini meşrulaştırmak için nasıl uygun hale getirildiğini inceleyebileceğimiz din-market arabağının mükemmel bir örneğini temsil etmektedir.
Bu çalışma, Türkiye’de helal hareketinin kurumsallaşmasına öncülük eden bir sivil toplum kuruluşu olan GİMDES (Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme Sertifikalama Derneği) tarafından altı yıl boyunca yayınlanan 2 aylık dergilerin, raporların ve kitapların söylem analizinden alınmıştır. 2005 yılında kurulan GİMDES, helal sertifikası veren tek firma olarak pazarda önemli bir rol oynamaktadır ve bu nedenle, inanca dayalı bir pazarın kurumsallaşmasını tarihsel olarak izlemek için mükemmel bir araçtır.