Haberler Makaleler Son Eklenenler

HARAM İÇERİKLİ İLAÇLAR VE KLİNİK ALTERNATİFLERİ

MÜSLÜMAN HASTALARIN TEDAVİSİNDE VE İLAÇ UYGULAMASINDAKİ PROBLEMLER.

HARAM İÇERİKLİ İLAÇLAR VE KLİNİK ALTERNATİFLERİ

Peygamber efendimiz(s.a.v)’den mevzu ile ilgili Hadis-i şerifler:

“Kim şarapla tedavi olursa, Allah ona şifa vermez.” (Ebu Davut, Tirmizi).

Neseî’nin Sünen’inde rivayet edildiğine göre: “Bir hekim Peygamber’in yanında kurbağayla tedaviden söz etmişti, bunun üzerine Peygamber s.a.v., hekimi kurbağa öldürmekten menetti”

Buhârî Sahîh’inde İbn-i Mes’ud’dan şöyle nakleder: “Allah şifanızı size haram kılınan şeylerde yaratmamıştır.”

“Ebû’d-Derdâ’dan, Resulüllah s.a.v. şöyle buyurdu: ”Şüphesiz Allah, derdi de dermanını da indirmiş, her derdin dermanını yaratmıştır. O halde tedavi olunuz fakat haram şeylerle tedavi olmayınız.” Ebû Dâvûd
Haramdan şifa beklemek Hastanın ilaçtan fayda görmesi, ilacın iyi olduğunu kabul etmesi ve faydasına inanmasıdır. Halbuki, Allah c.c. haram maddede şifa bereketini yaratmamıştır.

Allah ona şifa vermez.” (Ebu Davut, Tirmizi).

Bu ana anlayış içerisinde olmak durumunda olan Müslüman Hastalar ve bakıcıları ilaç tedavisini öğrenmek ve anlamak istemektedirler bu yüzden tedavileri konusundaki kararlara dâhil edilmelidirler.

Önerilen ilacın içeriğini ve nelerden oluştuğu ve nereden geldiği hakkında bilgi sahibi olması, insanların inançlarına saygı gösterildiğinin kanıtlanmasında ilk adımdır.

Reçete yazılmadan önce ve ilacın kullanılma zamanından çok önce bu konuya değinmek önemlidir. Böylece, uygun ilaçlar önceden hazır edilebilir.

Unutmayın ki,konuyu dile getirmenin en uygun zamanı, hekim, hemşire veya eczacınızla durumunuzun ilk değerlendirmesinin yapıldığı vakittir.

Hekim, hemşire veya eczacımla haram katkılı ilaçlar hakkında neden konuşmalıyım?

Bir hasta olarak tedaviniz hakkındaki kararlara dâhil olmak istemelisiniz. Bu şekilde; inancınıza uygun tedaviyi istemeniz sağlanmış olacaktır. İnancınıza rağmen; Neden belirli bir ilacın yazıldığını, Nasıl alınması gerektiğini, Beklenen faydasını, oluşabilecek potansiyel istenmeyen etkileri anlayabilirsiniz.

Bu anlayış, tedavide sizin onayınızın alınmasının esas parçasıdır. Bu, ayrıca ilaçları istenildiği gibi almanıza ve tedaviden maksimum fayda sağlamanıza yardım eder.

Pek çok insan için ağız, iğne ve diğer yollarla haram katkılı ilaç alınması, teklifi dahi kabul edilemez ve bunun nedenleri de tartışılmaz.

Modern Dünyada artık hastalar kendi kararlarını verme hakkına sahiptir ve kendi kararlarını vermede özgürdür görüşü desteklenmektedir. Bu hakkınızı haram katkılı ilaçlar konusunda da kullanabilmelisiniz.

Hekim, hemşire veya eczacım haram kaynaklı tedavi istemediğimi nasıl bilecek?

Haram kaynaklı ilaç tedavisi konusunu her zaman gündeme getirmekte kendinizi özgür hissedin, fakat ideal olan tedavi için reçete yazılmadan önce bunu yapmaktır. Hekiminize görüşlerinizi mümkün olduğu kadar erken iletmeniz, doktorunuzun reçete yazarken durumun farkında olması açısından önemlidir. Ancak onlara anlattığınız sürece hekim, hemşire ve eczacınızın sizin inançlarınızın fakında olabileceğini unutmayınız. Karar vermek için uygun bilgiyi edinme hakkına sahipsiniz.

Örnek olarak,

“Bir Müslüman olarak ilaçlarımdan her hangi birisinin domuz veya herhangi bir hayvan veya alkol katkılı olmasını istemiyorum.” …diyebilmelisiniz.

Şunu bilmeniz gerekir ki ne hekimlere, ne hemşirelere, ne de eczacılara tahsilleri boyunca tedavileri ile meşgul olacakları Müslümanların inaçlarından kaynaklanacak gereksinimleri hakkında en küçük bilgi dahi öğretilmemektedir.Özellikle böyle bir ders müfredata konulmaz. Talebe kendi özel merakı ile birşeyler araştırarak öğrenebilmişse öğrenmiştir.

Eğer ilaç yazmakla sorumluysanız, bu eksikliğinizin farkına vararak. Büyüklenmeden hastanın bu gibi sorgulamalarını anlayışla karşılayın ve onu tatmin edebilecek çözümleri bulun. Hastayı ilk değerlendirdiğiniz zaman konuyu gündeme getirmeniz en uygunudur. Hastanın günlük yaşamı hakkındaki sorularınız onun dini hassasiyetini, hâlihazırdaki ilaçlarını ve yemek tercihlerini kapsamalıdır.

Hasta olarak tedavinizle ilgilenen herkesin sizin tercihlerinizin farkında olmalarını sağlamanın imkânı olup olmadığını mutlaka soruşturmalısınız.

Acil durumlarda ne olacak?

Acil durumlarda dahi hastalar ve bakıcıları uygun tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirilme ve buna dayanarak bir karara varma hakkına sahiptirler.

Bu, bazı kimselerin haram katkılı ilaç tedavisini tamamen reddedeceği manasına gelebilir. Bu bilgi ve kişinin kayıtlarındaki değerlendirmenin bir özeti, varılan karar ile birlikte kişinin tedavisi ve bakımından sorumlu olan tüm kişilerin bunun sebeplerini bilmesi için kayıt altına alınmalıdır.

Koruyucu Hekimlik

4 adımda anlatmaya çalıştığımız “MÜSLÜMAN HASTALARIN TEDAVİSİNDE VE İLAÇ UYGULAMASINDAKİ PROBLEMLER” seri makalelerimizde, hastalıklarımızda karşı karşıya kaldığımız yakın çevremizdeki hastane, hekim, hemşire, eczacı ve ilaç sarmalının hiçbiri Müslüman inancı esas alınarak dizayn edilmemiştir. Yaklaşık yüz yıldır bu acı tablo karşımızda durmaktadır. Eskiden bizim toplumumuzda Koruyu Hekimlik ağırlıklı olarak geçerli iken bugün sadece sözü edilen uygulaması olmayan bir kavram haline getirilmiştir.

Dünyaca meşhur Alman Kalp damar ve Kanser uzmanı Dr. Budwig de bir makalesinde hastalıklarla mücadelede batı uygulamasını tenkid ederken “Dogu’da koruyucu hekimlik uygulanır ve batıda ise geleneksel tıp uygulanır.”ifadesini vurguluyor.

Bütün insanlığı ilaç kolik haline getiren batı hegomanyasından biran evvel kurtulmak ve kendi kültürümüze, kendi yaşam sistemimize, Tıbb-ı Nebevi(s.a.v.) … dediğimiz Koruyucu Hekimliği esas alan Sağlık ve Beslenme alışkanlıklarımıza biran evvel dönmemiz dileği ile