Bir yılda ne kadar gıda katkı maddesi tüketiyoruz?
Şehirde yaşayan bir tüketicinin, günde 2000’in üzerinde katkı maddesi türünü bünyesine aldığı söylenmekte. Katkı maddeleri, gıda maddeleri içinde çok cüz’i miktarlarda kullanılmasına rağmen, bu kadar büyük bir miktara ulaşılıyorsa, evvela ne kadar da çok katkı maddesi türü tükettiğimizi bir düşünmek ve ardından da, bunların ne olduğunu ve zararlı olup olmadıklarını açığa çıkarmak için çalışmak gerekir
İnsanların çoğu, yiyeceklerini kendileri çiftliklerde yetiştirmediğinden, çalıştıkları veya yaşadıkları yerlere yakın yerlerden satın alarak temin ediyorlar. Dolayısıyla yiyeceklerin yetiştikleri veya imal edildikleri yerlerden çok uzaklara bozulmadan gelmesi gerekiyor. Bu ise katkı maddeleri ile sağlanıyor. Katkı maddeleri aynı zamanda bazı gıdaların besin değerlerini artırıyor ve onların tadını, yapısını, rengini ve dayanıklılığını artırarak daha çekici hale getiriyor.
Katkı maddeleri yiyecekler içine şu beş ana nedenden dolayı ilave ediliyor:
1. Ürünün kıvamını sağlamak: Emülgatörler katıldıkları ürünlere sürekli bir kıvam verirler ve ürünün parçalara ayrılmasını önlerler. Stabilizatörler ve koyulaştırıcılar yumuşak tek düze bir kıvam sağlarlar. Topaklanmayı öneyici maddeler tuz gibi maddelerin kolayca akmasına yardımcı olurlar.
2. Besin değerini korumak veya artırmak: Vitaminler ve mineraller süt, un, tahıl ve yağ gibi birçok gıdaya eklenir. Çünkü gıdaların bir kısmı bazı işlemlerden geçirilirken bu vitamin ve mineraller kaybolabilir veya bir şahsın diyetinde bu maddeler eksik olabilir, böylelikle eksik yerine koyulmuş olur.
3. Lezzetini ve sağlığa yararlı halini muhafaza etmek: Koruyucular küf, hava, bakteri, mantar ve mayaların neden olduğu bozulmayı yavaşlatırlar. Bakteriyel bulaşma hayatı tehdit eden botilizm gibi gıdalardan kaynaklanan hastalıklara neden olabilir. Antioksidanlar değişik yiyeceklerin içindeki sıvı ve katı yağların bayatlamasını veya tadının bozulmasını engelleyen koruyuculardır. Bunlar aynı zamanda elma gibi taze meyvelerin kesildikten sonra havayla temasları sonucunda renklerinin kahverengiye dönüşmesini engellerler.
4. Asitlik veya alkalikliğin sağlanmasını veya kontrol edilmesini temin etmek: Isıtıldıklarında asitleri serbest bırakan asitlik sağlayıcılar pastalar, bisküviler ve diğer fırıncılık ürünlerinin fırında pişerken kabarmalarına yardımcı olmak için soda ile reaksiyona girerler. Diğer katkı maddeleri yiyeceklerin lezzet, tat ve renklerine uygun asitlik ve alkalikliği değiştirmeye yardım ederler.
5. Lezzeti artırmak veya arzu edilen rengi vermek: Birçok baharat ve tabii ve sentetik çeşniler gıdaların tadını artırır. Benzer şekilde renkler de tüketicilerin beklentilerine cevap verecek şekilde bazı gıdaların görünüşünü güzelleştirirler.
Bu kadar yaygın olarak kullanılan katkı maddeleri hakkında, ister istemez şöyle bir sual oluşacaktır: Gıdaların veya katkı maddelerinin bir kısmı bazı hastalıkları tetikleyebilir mi?
Cevap kısa ve net: “Evet.” Bazı gıdalar veya gıda katkı maddeleri aşağıdaki bulgulardan birinin veya daha fazlasının oluşmasını tetikleyebilir:
Alerji, Astma, Otizm, Yaygın gelişimsel bozukluk, Enüresis (Altına idrar kaçırma), Davranış bozuklukları, Depresyon, Duygu durum değişiklikleri, Kulak ağrıları, Kronik orta kulak iltihabı, Göz problemleri,Enzim eksikliği, Mide-barsak problemleri, Mide ağrısı,Baş ağrısı, Migren, Nazal polip, Cilt problemleri, Egzema, Ürtiker, Uyku problemleri,Tikler, Tourette sendromu.
Katkı maddeleri ile beklenmeyen gıda reaksiyonları arasındaki sıkı ilişkiye örnek olması bakımından, bu bulgulara sebep olan katkı maddelerine örnekler verelim:
ASPARTAM: Yapay tatlandırıcı (diyet şekeri) olarak bilinir. Genellikle şeker yerine tatlandırıcı olarak kullanılır. Aspartam duyarlı olan kişilerde az da olsa giörülen bulgulara göre, anjioödeme veya göz kapaklarında, dudaklarda, ellerde veya ayaklarda şişmeye neden olur.
BENZOATLAR: Benzoatlar, muz, kek, hububat, çikolata, soslar, katı ve sıvı yağlar, meyankökü, margarin, mayonez, süt tozu, patates tozu ve kuru maya gibi bazı gıdaların işlenmesi sırasında gıda koruyucusu olarak kullanılır. Benzoatlara karşı gerçek alerjik reaksiyon çok az da olsa vardır.
BHA/BHT: BHA (Butillenmiş hidroksiyanozil) ve BHT (Butillenmiş hidroksitoluen) antioksidandır. BHA ve BHT özellikle katı ve sıvı yağlar ile hububat ürünlerinde kullanılır. Duyarlı kişilerde kurdeşene sebep olurlar.
GIDA BOYALARI: Gıdalara renk vermek için kullanılırlar. Bunlar, E102 (Tartrazin) gibi numaralarla isimlendirilirler. Kekler, şekerlemeler, konserve sebzeler, peynirler, çikletler, sosis, dondurma, portakallı içecekler, salata sosları, mevsim salataları, alkolsüz meşrubatlar ve ketçap gibi bazı gıdalar tartrazin içerirler. Tartrazin duyarlı insanlarda çok nadir oluşmakla birlikte kurdeşen veya astım ataklarına neden olur.
MSG: Monosodyum glutamat (E621) özellikle uzak doğu (Çin, Japon) ve Türk mutfağında kullanılır. Bununla oluşan reaksiyona “Çin Restoranı Sendromu” da denir. Bir çok imalathane ve restoranda da değişik gıdalarda lezzet arttırıcı olarak kullanılır. MSG ile oluşan reaksiyonlar şöyledir: Baş ağrısı, bulantı, ishal, terleme, göğüste sıkışma, boyun arkasında yanma. Bu tür reaksiyonlar fazla miktarda MSG alınması sonrası oluşur. Bu maddeyi tüketen astımlı hastalarda ağır astım atakları oluşabilmektedir.
NİTRAT/NİTRİTLER: Bu iki madde hem koruyucu olarak, hem de renklendirici ve lezzet arttırıcı olarak kullanılır. Nitrat ve nitritler özellikle sosis, salam gibi et ürünlerinde bulunur. Bazı kişilerde baş ağrısı ve kurdeşene neden olabilirler. PARABENLER: Parabenler gıda ve ilaçlarda koruyucu olarak kullanılırlar. Metil, etil, propil, butil paraben ve sondum benzoat bunlara örnektirler. Bu maddelere duyarlı kişilerde alındıklarında, ağır cilt bulguları veya deride kızarıklık, şişlik, kaşıntı ve ağrıya neden olurlar.
SULFİTLER: SO2, sülfitleyici maddeler (Sülfür di oksit, sodyum veya potasyum sülfit, bisülfit, metabisülfit) olarak da bilinirler. Gıda koruyucusu olarak ve fermente içeceklerin kaplarında kullanılırlar. Fırınlanmış ürünler, çaylar, çeşniler, deniz ürünleri, reçeller, jöleler, kurutulmuş meyveler, meyve suları, konserve ve suyu alınmış sebzeler, dondurulmuş patates ve çorba karışımlarında bulunurlar. Sülfitler göğüste sıkışma, kurdeşen, karında kramp, ishal, kan basıncı düşmesi, başta yanma hissi, halsizlik, nabız hızlanması gibi bulgulara neden olur. Ayrıca sülfitler, bunlara duyarlı astımlılarda astım atağını tetikleyebilir. Bir çok restoranın salata barında yüksek düzeyde sülfit mevcuttur.Gıda ve kimya endüstrileri uzun yıllardır tüm gıda katkı maddelerinin iyice test edildiğini ve güvenilir olduğunu söylemekteydirler. Ancak gıda katkı maddelerinin tarihine bakıldığında bir çok katkı maddesinin uzun yıllar kullanıldıktan sonra sağlık riskleri taşıdığı ortaya çıkmıştır ve aşağıda listelenenler yasaklanmışlardır.
Yasaklanan bu kadar katkı maddesinin bazıları gelişmekte olan ülkelerde hâlâ kullanılmakta. Bir de, el’an kullandığımız katkı maddeler yüzünden, çocuklarımızın sağlığı tehlike altında, çünkü aslında onların beslenmesini gıda endüstrisine teslim etmeyi alışkanlık haline getirme eğiliminde olan bir toplumda yaşıyoruz.
Kısa sürede kâr edinmeyi gözeten bir sektöre çocuklarımızın sağlığını emanet etmek mantıklı mı? İşlenmiş gıda sektörü büyüdükçe, dünya üzerinde gelişmekte olan ülkeler de bu tarzı benimsemekte gecikmiyorlar. Asıl acı olan ise işlenmiş gıdaların raf ömrünü uzatmak, lezzetini ve dolayısı ile de satışı artırmak amacı ile içeriklerine eklenen aşırı miktarda, tuz, şeker ve yağ.
Marketlerde gördüğümüz ambalajlı, konservelenmiş veya şişelenmiş ürünlerin çoğu işlenmiş gıda kategorisine girmekte. Kahvaltılık gevrekler, krakerler, bisküviler ve tatlandırılmış içecekler bunlardan bazıları. Hatta sağlıklı olduğunu düşündüğünüzden dolayı satın aldığınız gıdalar bile fazlası ile işlenmiş gıda kategorisine girebilirler; yoğurt, peynir veya yemek sosları gibi. Bu bakımdan alış veriş yapacağımız marketimizi de seçmeye dikkat etmek zorundayız,
İşlenmiş gıda üreticilerinin pek çoğunun aklındaki ilk şeyin tüketicilerine ulaşmak ve dolayısı ile kâr etmek olduğunu aklımızdan çıkartmamalıyız. Ülkemizde bu tehlikeli alandan kurtulmak istiyorsak :
Tüm GİMDES Helal Ve Tayyib Sertifikalı Firmalarımızı görmek isterseniz TIKLAYINIZ…. GİMDES HELAL VE TAYYİB SERTİFİKALI FİRMALARIMIZ
Tüm GİMDES Helal Ve Tayyib Sertifikalı Ürünleri satın almak isterseniz TIKLAYINIZ SERTİFİKALI ÜRÜNLER İÇİN HDM MARKET ŞUBELERİMİZ
ONLİNE HALAL DUNYA MARKETİMİZ’den GİMDES Helal Ve Tayyib Sertifikalı Ürünleri satın almak isterseniz TIKLAYINIZ SERTİFİKALI ÜRÜNLER İÇİN ONLİNE HDM MARKET ŞUBEMİZ GİMDES ONAYLI HALAL DUNYA ONLİNE MARKET