Makaleler

HELAL TAYYİB YAŞAM SİSTEMİNDE MİLADÎ YILBAŞI, NOEL KUTLAMALARI, PİYANGOLAR, ALKOLLÜ İÇKİLER YER ALAMAZ

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) ve Dünya Helal Vakfı(DHV) Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER; GİMDES ve DHV olarak yılbaşı kutlamalarına karşı olduklarını belirtti. Dr. BÜYÜKÖZER: Yılbaşında yapılan kutlamalar inanç, ibadet, ahlak, kültür, içtimaî ve iktisadî hayatımızla ilgili çeşitli zararlara sebep olmaktadır. Bu kutlama imanımızı mutlaka zedeler. İslam Dininde yabancılara özenmek, onların hal ve hareketlerini, tavır ve davranışlarını benimsemek, onları üstün görmek ve dost edinmek anlamına geleceği için bu gece yapılacak kutlamalar ve beraberinde şans oyunları asla hoş karşılanamaz, tasvib edilemez. Allah (c.c.) bir ayette şöyle buyurmuştur: “Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur…” (Âl-i İmran 3/28)

Bir hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor:“Karışı karışına, arşını arşınına sizden öncekilerin yollarına uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğinden girse, siz de gireceksiniz” buyurmuş, Sahabe-i Kiramın “(Bizden öncekilerden maksat) Yahudiler ve Hristiyanlar mı ey Allah’ın Resulü?” tarzındaki sorusu üzerine “Onlar değilse ya kim?”

Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki, miladî yılbaşını kutlama kasdı ile bir eylem yapan ya da yapılmasına vesile olan bir Müslüman pek çok fukahanın kitaplarında belirtildiği gibi eğer “o eyleminde tazim maksadını taşıyorsa -Allah’a sığınırız- küfre düşer”.Yok eğer tazim kastı yoksa, en hafifinden, harama düşmüştür, günahkardır. Helal ve tayyib hayat sistemimizi tehlikeye sokabilecek böyle bir kutlamadan uzak olmalıyız” dedi.

Kur’ân-ı Kerîm’in Müslümanlara iyilikleri emredip, kötülükleri yasaklama görevini verdiğini belirten BÜYÜKÖZER; ”Hadislerde bildirildiğine göre de gördüğümüz kötülükleri elimizle ve dilimizle engellemeliyiz.Engelleyemesek de hiç olmazsa kalbimizden buğz etmeliyiz.Son şık imanın en zayıf noktası olduğu bildirilmektedir. Kalbinden nefret duyup bir şey yapmamak veya yapamamak imanın en zayıf noktası iken acaba kötülüklere alkış tutmak ve bizzat katılmak imanın hangi noktasıdır?

Dolayısıyla gayr-i Müslim kültürlere özenmek, sürekli onlar gibi olmaya çalışmak her an bizi kendi kimlik ve kültürümüzden uzaklaştırmıştır. Rotamızı bir an evvel değiştirmezsek İslam toplumunun dejenerasyonu devam edecektir ve korkarım bir gün İslam ayaklarımızın altından kayıp gidecektir“ ifadelerini kullandı.